18 Şubat 2011 Cuma

YILDIZ KENTER’E

Sevgi değer, saygı değer Yıldız Ken.ter..
    Size içimden geçenlerin tümünü aktarabilir miyim; bilemiyorum... 
    Deneyecegim...
    En sonda yazmayı düşündüğümle başlamak isterim!
    Esaretteki kişinin sanatcıdan aldığı destek, onun özgürlüğüdür.
    Siz , benim özgürlüğümsünüz.
    Sizinle özgürlüğü, tutukluluğumun birinci yılında , hücremde,hücrelerime kadar hissetmiştim.
    Ogün sahnede şunları söylemiştiniz
    “ Mustafa Balbay sorgusuz sualsiz, nedensiz tutuklandı , 5 gün , 25 gün , 90 gün , 200 gün , 300 gün, 365 gün ... Nedeni mi ? bilmiyorum, anlayamıyorum. Demokrasiyle , hukukun üstünlüğüyle hiç bağdaşmayan biçimde ... Güven duygum yok oluyor , canım acıyor , korkuyorum . Utanıyorum.
    Bu  durumda pek çok insan var . Balbay ‘ın kişiliğinde onlarıda anıyorum.
    Hep saydım günleri çıkar diye ama 365 gün olunca birşey kabardı içimde ... Neden tutuklu olduklarını anlayamadığımız insanların neden tutuklu olduklarını anlamamız lazım .
Anlayamıyorsak , bu işte bir bit yeniği var demektir . “
    Şimdi tutukluluğun ikinci yılı yaklaşıyor, sözleriniz hala güncel .
Ama asıl söz etmek istediğim bu değil...
                                                               ***
    Siz , “ Aydın sorumluluğuysa , sanatçı sorumluluğuysa yerine getirdim işte. Sahnede toplumla paylaştım düşüncelerimi . Vicdanım rahat “ demediniz . Defalarca Silivri ‘ ye , duruşma salonuna gelerek eski deyimle “ ispatı vücut “ ettiniz . Ben 6 saydım .
    Her gelişinizde , o gülümseyişiniz , o beden dolu heyecanınız , bende taptaze duruyor . Kalbimin hemen girişindeki “ toplumsal güzellikler müzesinin “ en güzel yerinde , arada bir dokunuyorum .
    Ama asıl söz etmek istediğim  bu da değil ... 8 Ocak ‘ ta Kadıköy Belediyesi ‘ nin düzenlediği “ meslekte 30. yıla saygı “  toplantısı için bir mektup yazmamı istediler . Mektubu sizin okuyacağınızı
söylediler. Nasıl özgürleştim ...
    O gün Caddebostan Kültür Merkezi ‘ nde mektuba kattığınız ruhun ardından Belediye Başkanımız Selami Öztürk ‘ ün konuştuğunu sonra da meslektaşlarımız , dostlarımız Ataol Behramoğlu , Bekir Coşkun , Erdal Atabek , Enver Aysever , Ferai Tınç, İdris Akyüz , Melih Aşık ,  Mehmet  Tezcan ,  Meriç Velidedeoğlu , Mustafa  Mutlu , Oray Eğin , Orhan Bursalı , Orhan Erinç , Ümit Zileli , Yalcın Bayer, Yazgülü Aldoğan , Zeynep Oral ‘ın  kitaplarımı imzaladığını , gazete , televizyon haberlerinden öte , ertesi hafta duruşma salonuna gelen Kadıköylülerden dinledim.
    24 Ocak ‘ta Antalya Belediyesi  benzer  toplantıyı  Uğur  Mumcu ‘ yu anma etkinliği çercevesinde düzenledi . Alev Coşkun , Ataol Behramoğlu , Can Ataklı , Melih Aşık ,  Metin Demirtaş ,Meriç Velideoğlu , Orhan Bursalı  kitaplarımı  imzaladılar. Kadıköy ve Antalya’ ya katılan , omuz veren meslektaşlarıma , belediye başkanlarına gönül borçum var . Elbet birgün öderim .
    Antalya Atatürk Kültür Merkezi Aspendos salonu ‘ ndaki toplantı için de bir mektup istemişler , sizin okuyacağınızı söylemişlerdi  . Mektubu bir sanatçı  duyarlılığıyla okuyuşunuzun izleyenlerde yarattığı etkiyi , gelen mektuplar anlatıyordu .
    Melih Aşık ‘ ın penceresinden de öğrendim ki ; o toplantıya katılmak için 12.30 ucağı ile gelip 16.30 ucağıyla dönmüş , akşam oyununuza yetişmişsiniz .
    Bunu okuduğum an , içimin ne kadar dolduğunu gözlerim söyledi .
    Kimi dönemler yılda 500 kez sahneye çıktığınızı biliyorum . Bu , haftada 9 oyun eder . Bunca yoğunluğunuzun arasında benim mektubumun da sizin sahnenizde yer alması , ömür boyu taşıyacağım bir diploma .
    Bu iki mektubun arasında ,17  Ocak ‘ta duruşma salonuna geldiniz . O gün 10 otobüs dolusu İzmir gelince , o çoşkuyla sizi de İzmir gibi selamladım . Sizi ilk İzmir ‘ de Ege Üniversitesi öğrencisiyken izlemiştim .
                                                                                              ***
    Sevgi değer , saygı değer  Yıldız Kenter , kimi özdeyişlere yaptığım eklerden bazılarını seviyorum , onlar belleklerde yerleşsin istiyorum .
    Bir Çin sözü var:
    Bir yıl sonrasını düşünüyorsan ,tohum ek . On yıl sonrasını  düşünüyorsan, ağaç dik , yüzyıl sonrasını düşünüyorsan, toplumu eğit .
    Bu söze ekim şu :
    Bin yıl sonrasını düşünüyorsan , sanatçı yetiştir . Siz bu toprakların on yılları , yüzyılları  değil , bin yıllarısınız. Zaten “ Ben Anadolu “ ile bin yılları bugüne taşımadınız  mı ?
    Okur şahidim olsun ki ; sizin bana verdiğiniz değeri hak  etmeğe , yaşamım boyunca sadece bir yazar değil , aynı zamanda bu mücadele insanı olmaya çalışacağım .     
                                                                                                                                                             Mustafa Balbay                                                                                                                                                            6 ŞUBAT 2011
                                                                                                                      

                                                                                                                            

                                                                                                                            
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder